Skip to main content

Neden "Kuram"

Eğitim fakültesini bitirmiş ve hâlen bu alanda çalışmaya devam eden biri olarak "Davranışçı Kuram" ile tanıştığım o ilk günden bu günekendime şu soruyu sormaya başladım, : "İyi ama neden bu kadar kurama gerek var?", "Ne yapacağım bu kadarını öğrenerek?" Yolu eğitimden geçmiş hemen herkesin de bu soruları sorduğu görüşündeyim. Davranışçılıkla başlayan, bilişsel ile devam eden, yapılandırmacılıkla bitmeyen oradan öğrenmelere geçen durumlu, sosyal, deneme-yanılmalı, öğrenci merkezli, öğretmen merkezli, dağınık, gösterip yaptırma ile devam eden bir sonsuz döngü. Onun ilkeleri, bunun sayıltıları, diğerinin önkuşulları derken maddelerden ve sayılardan illallah edip kitabı fırlattığım(ız) ve dahi dersten(derslerden) soğuduğum(uz) da olmadı değil. Buna rağmen onlarsız da fakülteyi bitiremeyeceğimiz bir gerçek. 

Kuramların gayya kuyusunu andıran bu döngüsünde yolunu kaybetmiş eğitim öğrencilerine ne yapılmalı da "intibakları" daha hasarsız sağlanmalı? Ben bir yanıt bulduğumu daha doğrusu yanıta rastladığımı düşünüyorum: Önce aslı:
Theories give us an inital start on analysis. They may not be the ultimate answer, since individual situations may differ, but give us an avenue through which to approach problems [1].
Kuramlar bize çözümlemede ilk başlangıç noktasını verirler. Bireylerin durumları farklılaşabildiğinden nihai yanıt olmayabilirler ama bize sorunlara yaklaşacağımız bir yol gösterirler [2]. 

Nereden başlayacağımızı gösteren kılavuzlardır da diyebiliriz sanki. Belki de kuramlarla tanışmadan önce öğrencilere bu bakış açısını kavratmak (özellikle kazandırmak kelimesini kullanmadım, kişi kavradığında farkına varacaktır Hanyayı Konyayı) gerekiyor ki kuram düşmanı olarak yetişmeyelim! O kadar da zor olmasa gerek.

Kaynakça-Dipnot
[1] McKeachie, W. J. (1991). What theories underlie the practice of faculty development?
[2] Daha doğru bir çeviriniz ya da öneriniz varsa lütfen bana iletin.

Comments

Popular posts from this blog

Knowles'in Yetişkin Eğitimi Varsayımları

Yetişkin eğitimi denildiğinde ilk akla gelen araştırmacılardan olan ve "Androgoji (Yetişkin Eğitimi)" kavramı üzerine çalışmalarıyla bilinen Malcolm Knlowles'in yetişkin eğitimi için öne sürdüğü altı varsayımı göstermeye çalıştığım ilk infografik çalışmam!

Yorum: Eğitimde Teknolojinin Rolü Üzerine 3 Mit *

Teknolojinin eğitimdeki rolü hakkında etrafta bir sürü söz dolaşır. Maalesef, bu konuşmaların çoğu eğitek[1] finansmanı ve "teknoloji uçurumu" üzerine odaklanma sebebiyle mevzuyu kaçırırlar. İzleyen bölümde, eğitim sisteminde teknolojinin amacını kuşatan üç genel mit ve bu mitleri yeniliği, benimsemeyi ve öğrenci çıktılarını geliştirmeye yardımcı olarak kullanmak için tanılama yolları bulunmaktadır. 1. Mit : Bütün mevzu bozulmayla ilgilidir. Eğitimde teknolojiyi çevreleyen en büyük sorunlardan biri yeni gelişmeler ve ürünlerin çoğunlukla hakettiğinden daha fazla değer almasıdır (over-hyped),  bu düşünceye göre teknoloji halihazırdaki işleyişi anında bozmaktadır. Bu dalgalanma yeni teknolojiyi tüm süreçleri ve çıktıları geliştiren bir iyileştirici olarak çerçevelendirir, ancak sonra okullara bu teknolojiyi var olan pratiklere uygulama ve bütünleştirme[2] için işevuruk adımlar sunmada başarısız olur. Bunun yerine, teknolojiye çözümün bir parçası olarak yaklaşılmalıdı