Skip to main content

Bir konuşma iki haber ya da kişinin ne anladığı anlamak istediğiyle bağlantılıdır!

HDP başkanı Demirtaş Varto'da bir toplantı düzenledi. Toplantıdaki konuşmasını iki ayrı haber kaynağından okuyunca memleketteki sorunların neden çözülemediğini bir başka açıdan ama "yine yeniden" gördüm. İşte Demirtaş'ın Varto toplantısı ve iki farklı kanaldan haberin sunumu. Birincisi NTV ikincisi Özgür Gündem kaynaklı:


Eğer okuyarak doğruyu sadece doğruyu öğrenmeye çalışıyor ve şu an küfür etmiyorsanız sizde de benim sorduğuma benzer sorular vardır sanırım. Bir de çıkarsama yapsak! Memlekette bir çok kişi işin sadece kendisine yarayan kısmını görmeye istekli ya da arada kalmış, başka yolu yok. Mesela körler ve fil mevzusunda olduğu gibi. Yine de bir başka yol var diye düşünüyorum.

Gerçeği ve sadece gerçeği ama gerçeğin hepsini görmeye çalışsak bence sorunlar daha hızlı çözülebilir. Sizce?

Comments

Popular posts from this blog

Knowles'in Yetişkin Eğitimi Varsayımları

Yetişkin eğitimi denildiğinde ilk akla gelen araştırmacılardan olan ve "Androgoji (Yetişkin Eğitimi)" kavramı üzerine çalışmalarıyla bilinen Malcolm Knlowles'in yetişkin eğitimi için öne sürdüğü altı varsayımı göstermeye çalıştığım ilk infografik çalışmam!

seni anlatan birkaç kelime

Bir gün olup bir gün olmadığın günlerin bekçisiydim ben. Olmadığın günler kıymetini daha iyi anlayan bir kıymet bilmez idim. Bu kıymet bilmezliğim, seni gördüğüm günlerde aklımdan çıkıp giderdi bilinmez semalara. Sen benden gittiğinde gelirdi tekrar, beni karalara salıp. Her renk vardı üzerinde. Altınsarısından beyaza, ebruliden erguvana, firuzeden gökmavisine, kavuniçinden kiraza, lacivertten menekşeye, samansarısından turuncuya, yakuttan zifirîye, zümridîden karaya. Ben her düştüğümde, her incittiğimde bedenimi ve her incindiğinde ruhum beklemeden gelirdin yardımıma, bahanelerine aldırmadan dünyanın. Önce zedelenmiş bedenimi onarırdın. Ardından incinmiş ruhumu teskin ederdin işin çetrefiline bakmadan, geçen saatleri saymadan. "Kimler seni bu hâle getirdi?" diye sormazdın. Bilirdin, sensizlik idi beni bu hallere koyan. Bende kızacak hâl olmazdı kollarındayken. Dilim lâl idi her dem. Bilirdim, beni iyi edecek bir sen idin. Usul usul özüme bağlayan, izi bile kalmazdı...