Skip to main content

Posts

Showing posts with the label söyleyemediğim sözler

Sessiz sevda

Sevdalar hep ses çıkardılar. Öpücükleri, gülüşleri, düşleri Gözyaşları, ahları. Hep ses çıkarıp sevdiler… Ben bir kenarda Senden uzakta Ayakta Sevdamı sürüyorum, sessiz sessiz. Ne gülücükler ne öpücükler var yüzümde Ne gözyaşların ne ahların kaldı gözümde Ne sesin ne soluğun dilimde Hepsi sustular. Sessiz sevda dile geldi

Biz

Olmadık zorlamalar yaptım. Olması gereken ama yapılmayan kolaylıklardan kaçtın. Dünyaya hep bakıldığı gibi baktın, Sorgulamadın! Son toprağı sen attın. Ben öldüm hayırlı olsun...

seni anlatan birkaç kelime

Bir gün olup bir gün olmadığın günlerin bekçisiydim ben. Olmadığın günler kıymetini daha iyi anlayan bir kıymet bilmez idim. Bu kıymet bilmezliğim, seni gördüğüm günlerde aklımdan çıkıp giderdi bilinmez semalara. Sen benden gittiğinde gelirdi tekrar, beni karalara salıp. Her renk vardı üzerinde. Altınsarısından beyaza, ebruliden erguvana, firuzeden gökmavisine, kavuniçinden kiraza, lacivertten menekşeye, samansarısından turuncuya, yakuttan zifirîye, zümridîden karaya. Ben her düştüğümde, her incittiğimde bedenimi ve her incindiğinde ruhum beklemeden gelirdin yardımıma, bahanelerine aldırmadan dünyanın. Önce zedelenmiş bedenimi onarırdın. Ardından incinmiş ruhumu teskin ederdin işin çetrefiline bakmadan, geçen saatleri saymadan. "Kimler seni bu hâle getirdi?" diye sormazdın. Bilirdin, sensizlik idi beni bu hallere koyan. Bende kızacak hâl olmazdı kollarındayken. Dilim lâl idi her dem. Bilirdim, beni iyi edecek bir sen idin. Usul usul özüme bağlayan, izi bile kalmazdı...