Skip to main content

Tezekten Okullara Bütçeye

"Okulların en zorlu problemi"  başlıklı haberi okuduğumda bunun hükümet programında yer aldığını görmekten memnuniyet duydum. Haberde yer alan:
"Özel okulları teşvik mi edeceğiz yoksa ilk ve orta okulları bütçe mi vereceğiz? Tablet ve etkileşimli tahta mı alacağız yoksa okulara bütçe mi vereceğiz? Kaynak değil öncelik meselesi. Okulların bütçesi olursa bürokratik bir süreç de sona erecek. Okullar ihtiyaçlarını İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne, ilçe, İll Milli Eğtim Müdürlüğü’ne, il de Milli Eğitim Bakanlığı’na yazıyor. Bu zaman alıyor."
kısmını gördüğümde ise acıyla gülülmsedim. Bu sorunu çok önceleri gören, üstelik sorunun neden kaynaklandığını ve nasıl çözüleceğini anlamayan (anlamamakta ısrar eden) bürokratik sisteme anlatabilmek için sorunu fıkralaştıran öğretmen ve idarecilerimizi saygıyla ve minnetle anmadan edemedim. Duyduğum kısmını kayda geçmek istedim: 

Anadolu'nun merkezden uzak bir köy okulu. Zamanın behrinde bırakın doğalgazı, kömürü bile olmayan okulda ısınmak için odun yakılmaktadır. Odunun yanında da "tezek" vardır yakılan, lakin kış çetin mi çetin geçmektedir ve odun biter. İdareci ve öğretmenlerimiz tezeğe kalırlar. Çok sürmez o da bitmeye yaklaşınca öğretmenler müdüre durumu ileterler. Müdürümüz de ödenek için ilçe milli eğitime yazar, kışın ortasında alabilecek tek ısınma malzemesi olan tezeğin adını vererek;
Okulumuzun ısınmasında kullanılan tezek alabilmek maksadıyla ödenek verilmesi için gereğini arz ederim...(Tabi o zamanlar bürokrasi ancak arzları alıyor. Talep etmek haddine değil vatandaşın.)
Yazı haberimizdeki misal ilçeye ulaşır. İlçe yetkilileri talepte bulunulan "tezek" kelimesine istinaden ödeme kalemleri arasında "tezek ödeneği" olmadığından il milli eğitime durumu bir üst yazıyla iletir. Aynı sorun ilde de fark edilir ve durum bakanlığa iletilir. Bakanlığa ulaşan yazı bambaşka bir soruna yol açıyor. Bozkırda herkesin bildiği tezeği oradaki bürokratlarımız bilemez ve il milli eğitime cevabi yazı gider:
Talepte adı geçen tezeğin mahiyeti konusunda bilgi verilmesi rica olunur. (Alt kademeye söylenirken çok nazik oluyorlar o zamanlar!)
İlde durumu ilçeye gönderir ve o da en sonunda okula yazar. Sorun şu ki günümüz bilgi iletişim teknolojilerinin olmadığı zamanın behrinde dilekçe gidiş gelişi ayları bulur. Hikâyenin başında dilekçeyi veren okuldaki öğretmenlerimiz titreyerek kışı geçirmişlerdir. Havalar ısınıp bahar geldiğinde dilekçe okul müdürlüğüne ulaşır:
ilgi falan/filanli, sayı falan/filanlı ve falan/filan tarihinde verdiğiniz dilekçede belirttiğiniz talep yazınızda geçen tezeğin muhtevasını bakanlığımız falan/filan sayılı ve falan/filan tarihli yazısıyla rica etmiştir (Dilekçelerin ilgi ve sayılarını ilçe, il ve bakanlık silsilesi içerisinde yazıp sizi sıkmak istemediğimden kısa kestim :) )
diye başlayan ve süreci uzun uzun anlatan cevabi dilekçe müdürümüzde ve öğretmenlerimizde acı bir tebessüm oluşturur. Soğuktan üşüdüklerine mi, bakanlığın okullardan bihaber durumuna mı, tezeği bilmediklerine mi üzülseler bilemezler. Cevap yazısı kısa ve manidar olur:
Tezek bir boktur, artık gerek yoktur!

Comments

Popular posts from this blog

Knowles'in Yetişkin Eğitimi Varsayımları

Yetişkin eğitimi denildiğinde ilk akla gelen araştırmacılardan olan ve "Androgoji (Yetişkin Eğitimi)" kavramı üzerine çalışmalarıyla bilinen Malcolm Knlowles'in yetişkin eğitimi için öne sürdüğü altı varsayımı göstermeye çalıştığım ilk infografik çalışmam!

Kopya

Kopya... Vermeyeniniz, çekmeyeneniz ya da hayatının bir anında "kopya bize (sana, bana, bize, hepimize) zarar veriyor" deyip bu işleri bırakanlar varsa yazıyı okumasına gerek yok. Diğerleriyle birlikte ufak bir yürüyüş yapmak niyetindeyim. Buyurunuz efendim. Alev Alatlı "Üstümüze Geliyorlar Dört Bir Yandan" [1] başlıkla haberleştirilen konuşmasında şöyle diyor kopyayla ilgili olarak: .....Bu, 'Elimden geleni yapacağım.' değil, yapılması gerekeni yapmak. Arada fark var. 'Elimden geleni yaparım.' iş değil, yapılması gerekeni yapmak önemli. 'Elimden geleni yaptım.' dediği zaman bizde biri, akan sular durur ve bu, hiçbir şey ifade etmez. Senin elinden gelmiyorsa, elinden geleni bulacaksın. Eğri oturup doğru konuşalım, ilahiyat fakülteleri, imam hatip liseleri dahil kopya çeken insanlarız. Doğru mu? Doğru. Allah'ın kelamında bile kopya çekildiğini ben biliyorum. Siz de biliyorsunuz, hiç kendimizi kandırmayalım. Ama bu olmayacak, böyle eğ...